Salı, Mayıs 27

skoç brayt temizlik melahat.

bugün çok sevdiğim bir arkadaşım viyanaya gidiyor.gelmemek üzre.çok üzülüyorum doğrusu ayrıca utanarak belirtiyorum ki resmen ayağını kaydırmaya çalışıyor gitmemesi için uçağını kaçırma planları yapıyorum.
öncelikle;yurdu arayıp onun bir militan olduğunu söyliyicem.daha sonra içki, ve kimyasal bağımlısı olduğunu söyleyip kendisinin kılık değiştirmiş bir rus ajanı olduğunu belirticem laf arasında.
çok mu kötüyüm -.-
gitmesin ama;_;

Cuma, Mayıs 16

everybody could be hero just one day.

Bütün çabaların boşa gittiğini görmek beni deli ediyor.Böyle durumlarda sırf kendime tekme atabilmek için yogaya başlamak istiyorum!!!
Ayriyetten ağzımdan çıkarıp masanın üzerine koymak suretiyle çıkarmış bulunduğum sakız önce koluma sonra defterime yapıştı.

Bazen üşengeçliğin sınırlarını zorluyor gibi hissediyorum.Şimdi ismini hatırlayamadığım sadece klibini hatırladığım bir şarkı var lazy diye.Oradaki adama benzetiyorum kendimi kimi zaman.Şimdi yutup kapalı olmayaydı bir güzel link koyacaktım havalı yapacaktım;_;

Pazartesi, Mayıs 12

Kuaförler;

Kuaförler ne bilirlerse onu okuyorlar.laf söz dinlemiyorlar.
ve bugün yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum delicesine
bugün kahkül kestirmeye gittim.
adam:kesmiyorum zaten hanfendi şlak şlak şlak
ben:ühühü yeter bence.iyi boyu pls ;_;
dedikçe kesmeye devam ediyor.bi de çok laf ebesiler.kurtuldum ama sonunda ellerinden.
bi anda annem kuaför salonuna gün ışığı gibi doğdu.
bireyvharta taş çıkararaktan beni kuaför necminin elinden kurtardı.
hatta süper mario hatun direk.


thank you anne but our ecem is in another kuaför<3

Pazar, Mayıs 11

bazen bir cezve gibi hissediyorum kendimi

geçen gün;

ece erken ve upuzun faksları geldi aklıma.bilirmiydiniz? 5.sınıftayken yaz tatilimin büyük bir bölümünü babaannemde geçirmiştim.genelde 18 saate yakın uyusamda sabahları hep Ece Erken in programına denk gelirdim.öyle işte..
faks ya faks .hatırladınız mı hani oluyo ya böyle uzun uzun kağıtlar?hı?
hadi ya.ı ıh mı..

me and the strange captain

Oh Thom Gill,
whatever shall I do?
Ever since we first shook hands
I've had a crush on you.
The things we have in common,
to say the least, are few.
But one thing is for certain,
you like boys too.

Salı, Mayıs 6

hazırcevap

içme daha erken saat!
ama biryerlerde saat 12 yi geçti bile^^

cigarettes for morning

evde herkes uykuya daldığı zaman aslında ben uyumuyorum.yıllarca da uyumadım.sessizliği çok severim.sessiz olsun bütün eşyalar.uyumuyorum ama düş kuruyorum.yorganımı üstümden atmam 20 dakika sürüyor.sessiz olmalıyım çünkü.yavaşça adım adım kalkıyorum yataktan.çıplak ayaklarımla tahtada volta atıyorum önceleri.siyahtan laciverte dönerken gece pencereden belime kadar sarkıp sigara içiyorum gizli gizli.her an biri gelecekmiş korkusuyla kalbim çarpıyor.sessizliğimi bozuyor.çok sinirleniyorum!pencereden gelen soğuk hava üşütüyor beni.hemen yorganımın altına giriyorum.kapıyorum gözlerimi.uyumuyorum.hayal kuruyorum.kumların üzerinde olduğumu görüyorum.yatıyorum kumlara ellerime alıyorum kumları.sıcaklığını duyuyorum hemencecik.ayaklarımı sokuyorum kumların içine.sonra başlıyorum kumla vücudumu örtemeye en son sağ elim sol elimi gömüyor sıcacık kumların içine.kapıyorum gözlerimi.yüzümede atıyorum kum.artık kimse bulamaz beni burda.ne çöldeyim ne de değilim.bu arada kumların altı serinmiş.şimdi burda kalıp ölümü beklesem biri gelip ''hey sen kalk ordan.öldün artık bizle geliyorsun.'' dermi.yoksa daha çok melankolik bir salağa benzediğimi söyleyip iki tokat atar mı.
sabah oluyor yavaş yavaş.annem kaldırmaya gelicek beni şimdi.uykudan yeni uyanmış mızmızlanan taklidini çok güzel yapıyorum ona.

tinkivinki

bugün bir parkın önünden geçerken şunu farkettim.park teletubbylerin çekildiği o sete benziyordu.her an kaydıraktan lala kayacak gibiydi,ya da bebek güneş doğacak.gözlerim yaşlarla doldu kaçtım oradan.

Pazar, Mayıs 4

korkuyorum.

her süpermen gibi benimde korkularım var.
zamanda hızlı bir yolculuk yaparsak;herşey sabahın ilk saatlerinde dişçiye gitmemle başladı.o korkunç dişçi koltuğuna oturdum ve koltuk bozuldu.eve geldiğimde aniden telefonumun olmadığını farkettim.hii*
aradım aradım ve aradım.evde olduğuna biliyodum aslında.anneme de öyle söyleyip geçiştirdim.sonuç olarak bulamadım.[meğersem koltuğun arasına düşmüş]

ps:fakat daha önceleri anneme gözlüğümü bir kez kadıköyde dönercinin önünde olmak ve bir kerede koşuyolunda bir lokantanın tuvaletinde bırakmak suretiyle 2 kez kaybedip anne evdedir dediğim için annem bana hiç inandırıcı gözlerle bakmadı

daha sonra lastfm imin ve msn imin de çalışmadığını fark ettiğimde bir gariplik sezmeye başlamıştım.hatta direk kafamın içinde lost misali müzikler çaldı.
işte o gün mekanik güçlere sahip olduğumu anladım.mekanik güç de nedir diye sorarsanız gerçekten bilmiyorum.ama öyle bir gücüm var hissedebiliyorum*-*



heyecan verici değilmi?

i make things

i want to ride a bike with you.

it's true.


Perşembe, Mayıs 1

23 nisanda şiir okuyacak bir ilkokul 2.sınıf öğrencisi gibiyim

Çünkü bu benim ilk blogum!
ve yazacak birşeyimin olmaması benim blog yazmama hiç ama hiç engel olmuyor
ama neyse evet buldum sayılır.
yok bulamadım salladım ya._.